26 Mayıs 2012 Cumartesi

ONCA ET



oluk oluk bi kan ve onca karede bir çift insan
yanına çok telaşlı bir ölüm ve bir de meydan
suratlar, mıhlanan zoraki gülüşe fon katar
bende renk atar ki tonlarında tonla fark var
ama senin çoraplarında kül var, ben yanık dolu
kanıma hız katan bir korku var ki seni de beni de boğabilir
boğabilir nedir ki
dalga altı her bir kumda fevkalade şovlarım var
nefesi fazla bol bir ölüme minneten ayaktayım
iğne üstü tepine tepine olanı biteni yazdım
çünkü bende tek çözümdü, olana bitene tek bir panzehir peşinde koşmak
nefesi kesilip it misali soluğu almak, soluğu vermek
hiçbir şey değişmeyince lime lime etmek istemek bu etleri
çünkü bizzat kendim oldum arkadaş, kösteğin ta kendisi.

bok boğazda tek bir günde kim bilir kaçıncı aynı mahvoluş
tek bir kalemin peşine ölümü koymak ölüme mahsus
sanki tek bir güç mü yapabilir be bunu da mahsus
evet bugün, az biraz lüzumsuz

"korkuyom ben sencer... hayaletler var bu evlerde..." (Olgun Şimşek - Yazı Tura)

bu da mı hor görülsün, yarın olmasın be boşver
kaybımız yok, surata mahkum onca ette
tanrı vergisinden ekşilik ve bonusu bet bakışlar
yazıma kışıma ortak olmuş her bir kimse
kafamın ortasında sonsuz hürmetiyle kanıma renk veren
sense anca sade günüme balta sinsilikle meşgul
ömrü billah bana da asla uğramaz bir hırsa
tasma takılı onca hasmı aynı safta terlemekte gördüm orda
tastamam dönen bi kahpelik var, hepsi farka varmış amma
huzuru kaçıracak konuşmak hiç de işine gelmez
öyle kahpelikler içine girememekse suç
varsın olsun hep yolun yokuş
fazla mert bi suç, damarı delse hiçbir şey değişmez
çünkü sana da var bir damla, belki oluk oluk

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder