Bunların ilki western tarihinin en iyi 5 filminden biri olan 1969 yapımı, Sam Peckinpah'ın (ki, Sam reis başka bir yazının konusudur) yönettiği Wild Bunch.
Sam Peckinpah bu film ile western sinemasında adeta çığır açmıştır. Film ile ilgili, slow motion action sahnelerinin ilk kullanılan film olması gibi ve buna benzer pek çok teknik detaya girmeyeceğim. Bir kere film hemen hemen gelmiş geçmiş en kanlı western filmidir. 80 günde ve Meksika'da çekilmiş. Sam Peckinpah filmde şiddetin dozunu öyle bir seviyeye çekmiş ki, örnek vermek gerekirse, filmde tam 90.000 mermi kullanılmış. Film süresince 145 kişi ölüyor. Evsanevi final sahnesi "The Battle Of Bloody Porch" (ki senaryoda 3 satırdan ibarettir) ise tam 12 günde 6 kamera ile çekilmiş ve çekim esnasında nasıl bir kaos oluştuysa, kameralardan biri kaybolmuş. Hikayenin 1914 de geçtiği düşünülürse, 1.dünya savaşı başladıktan sonra kullanılmaya başlanan bazı silahların filmde yer alması gibi ufak tefek hatalar da yok değil ama bu kadar muhteşem bir filmde çok da rahatsız etmiyor. Filmin başarısında William Holden ve Ernest Borgnine gibi büyük oyuncuların kusursuz performansları da göz ardı edilmemeli.
Filmin konusuna gelince; "Wild West"in son demlerinde, gelişen teknoloji ve değişen yeni batıya ayak uydurmakta güçlük çeken Pike Bishop (William Halden) liderliğindeki bir grup orta yaş ve üzeri soyguncu, son bir büyük soygun yapıp artık inzivaya çekilmek isterler. Ama işler planlandığı gibi gitmez. Demiryolu şirketi bu eski tüfek soyguncuların başına yüklü bir ödül koymuştur ve Pike'ın eski arkadaşı, yeni düşmanı Deke Thornton (Robert Ryan) ve adamları tarafından soygun baskına uğrar. Bazı adamlarını kaybeden Pike, ekibiyle birlikte kaçmaya, Deke ise kovalamaya başlar. Pike ve adamları çareyi Meksika'ya kaçmakta bulur. Burada Meksika iç savaşında kuzey bölgeleri elinde bulunduran general Mapache ile yolları kesişir ve general, Pike ve ekibine, Amerika'da Meksika sınırına yakın bir yerden geçecek silah yüklü treni soymaları için büyük bir teklif yapar. Pike ve adamlarını yakalamayı kafaya koyan Deke Thornton ise çetenin bu hamlesini önceden tahmin etmiştir.
Ayrıca açılış sahnesinde gördüğümüz etrafı yüzlerce karınca ile çevrilmiş akrep, filmin finaline harika bir göndermedir. Çok büyük bir kovalamaca ve aksiyon filmi gibi gözükse de özünde hızla değişen ve gelişen çağa ayak uyduramayan adamların umutsuzluklarını ve çaresizliklerini anlatan bir film. Mutlaka izlenmesi gerekir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder