15 Aralık 2011 Perşembe

UNUTMADIK KAPTAN

       Hayatımda voleybola dair duyduğum ilk ve en çok aklımda kalan şey "Paidar, sert smaç, ve sayı geldi" cümlesidir. Şimdiye kadar şahsen tanımadığım halde ölümüne en çok üzüldüğüm insanların başında Paidar Demir gelir. Galatasaray kültürünü, "spor kulübü" felsefesini pekiştirmiş nadir insanlardan biridir. Metin Oktay ne ise, Gündüz Kılıç ne ise, Paidar Demir de odur. 25 sene boyunca sarı-kırmızı formayı başarıda, başarısızlıkta gururla terletmiştir. Dile kolay 5 sene geçmiş. Biz seni hiç unutmadık ve unutmayacağız büyük kaptan.


                



SEN NE GÜZEL BIYIKLI SMAÇÖRÜMÜZDÜN BE PAİDAR :(
                            
                    

24 Kasım 2011 Perşembe

WILD BUNCH (1969)

        Bundan sonra burada çeşitli filmler de tanıtmaya karar verdim. 

      Bunların ilki western tarihinin en iyi 5 filminden biri olan 1969 yapımı, Sam Peckinpah'ın (ki, Sam reis başka bir yazının konusudur) yönettiği Wild Bunch.
Sam Peckinpah bu film ile western sinemasında adeta çığır açmıştır. Film ile ilgili, slow motion action sahnelerinin ilk kullanılan film olması gibi ve buna benzer pek çok teknik detaya girmeyeceğim. Bir kere film hemen hemen gelmiş geçmiş en kanlı western filmidir. 80 günde ve Meksika'da çekilmiş. Sam Peckinpah filmde şiddetin dozunu öyle bir seviyeye çekmiş ki, örnek vermek gerekirse, filmde tam 90.000 mermi kullanılmış. Film süresince 145 kişi ölüyor. Evsanevi final sahnesi "The Battle Of Bloody Porch" (ki senaryoda 3 satırdan ibarettir) ise tam 12 günde 6 kamera ile çekilmiş ve çekim esnasında nasıl bir kaos oluştuysa, kameralardan biri kaybolmuş. Hikayenin 1914 de geçtiği düşünülürse, 1.dünya savaşı başladıktan sonra kullanılmaya başlanan bazı silahların filmde yer alması gibi ufak tefek hatalar da yok değil ama bu kadar muhteşem bir filmde çok da rahatsız etmiyor. Filmin başarısında William Holden ve Ernest Borgnine gibi büyük oyuncuların kusursuz performansları da göz ardı edilmemeli. 



      Filmin konusuna gelince; "Wild West"in son demlerinde, gelişen teknoloji ve değişen yeni batıya ayak uydurmakta güçlük çeken Pike Bishop (William Halden) liderliğindeki bir grup orta yaş ve üzeri soyguncu, son bir büyük soygun yapıp artık inzivaya çekilmek isterler. Ama işler planlandığı gibi gitmez. Demiryolu şirketi bu eski tüfek soyguncuların başına yüklü bir ödül koymuştur ve Pike'ın eski arkadaşı, yeni düşmanı Deke Thornton (Robert Ryan) ve adamları tarafından soygun baskına uğrar. Bazı adamlarını kaybeden Pike, ekibiyle birlikte kaçmaya, Deke ise kovalamaya başlar. Pike ve adamları çareyi Meksika'ya kaçmakta bulur. Burada Meksika iç savaşında kuzey bölgeleri elinde bulunduran general Mapache ile yolları kesişir ve general, Pike ve ekibine, Amerika'da Meksika sınırına yakın bir yerden geçecek silah yüklü treni soymaları için büyük bir teklif yapar. Pike ve adamlarını yakalamayı kafaya koyan Deke Thornton ise çetenin bu hamlesini önceden tahmin etmiştir.

      Ayrıca açılış sahnesinde gördüğümüz etrafı yüzlerce karınca ile çevrilmiş akrep, filmin finaline harika bir göndermedir. Çok büyük bir kovalamaca ve aksiyon filmi gibi gözükse de özünde hızla değişen ve gelişen çağa ayak uyduramayan adamların umutsuzluklarını ve çaresizliklerini anlatan bir film. Mutlaka izlenmesi gerekir.   

13 Ekim 2011 Perşembe

ASLAN YÜREKLİ

           
             SubZero, NYHC scene in en önemli ve eski gruplarından. Bu video ise vokal Lu Dibella (a.k.a. Cancer Killah) nın aynı anda yakalandığı lösemi ve lenf kanserlerini, acı dolu 5 yıl sonunda yenmesinin ardından grubun çıkardığı 2005 tarihli Suffering Of Man albümünden. Zor zamanlarında insana bu kadar güç verecek şarkı zor bulunur.


COURAGE, STRENGTH, PRIDE, I'M LIONHEARTED!


         Ayrıca bak Lu Dibella bir röportajında "who is your hero?" sorusuna ne cevap vermiş: 
       
    I would have to say my former fiancée, Kristen. If it wasn’t for her, I would be dead right now. She was my biggest inspiration to stay alive. She kept my spirits up every day and night by staying with me in the hospital by my side as she took time from a really successful career modeling. This isn’t like taking time off as a carpenter or something. Modeling is all about staying current, and you only have one short window to make your money—basically for your whole life. She was doing covers for Vogue, Elle, and Cosmo and she was walking the runways with names like Claudia Schiffer, Naomi Campbell, and Cindy Crawford. By taking so much time away from her promising career at its peak, she selflessly put her future at stake for me. Then to add to any fear about her decision, she had to deal with her brother trying to commit suicide and a lot of other horrible things. She rode through all of it just to take care of me and she never complained once. It’s hard to list all the sacrifices she made for me or to explain to people what a big deal it was, but here’s just one example off the top of my head: After leaving the hospital I needed an in-house nurse to give me shots, medicine, and clean my catheter. The catheter was pretty hard to look at. It was connected to my heart and came out of my chest via a tube. The tube fed medicine to my heart, which would then pump it through my bloodstream. I couldn’t afford the hired help so Kristen set me up in her Manhattan apartment and learned from the nurses how to do all of these complex procedures for me and she kept doing them almost daily for about five years. I owe her so much. Today we are really close. I love her.


   Kim olduğunu bilmiyorum, yüzünü hiç görmedim ama seni seviyoruz güzel "insan" Kristen.

12 Ekim 2011 Çarşamba

KADIN.



             Maalesef ki kadınların çoğunluğu, erkeği çeken şeyin sadece güzellik olduğu konusunda saçma sapan bir fikre sahipler. Kara "Starbuck" Thrace olarak da Katee Sackhoff olarak da bunun aksini ispatlamak için varsın sanki. Hınzır gülüşüne mi yanayım, atarlı tavırlarına mı hiç bilemedim. Ama bildiğim bir şey varsa, eğer bir gün bir kadından dayak yersem, bu Starbuck dan olsun lütfen.




"Şöyle özü sözü bir, gözünü budaktan sakınmayan, erkeğinin arkasına saklanmak yerine gidip Caprica’dan erkeğini kurtaran, devamlı somurtup naz yapmak ve sorun yaratmak yerine arkadaşları ve sevdikleri ile hayatın tadını çıkartan, üzüldüğü zaman bile kederini kimseye belli etmeyen, kızdığında öfkesini sevdiklerine değil, sinirlenmesine sebep olan insana yönelten, ana fikri yaşamın keyfini sürmek olan kadınlar, Starbuck gibi kadınlar, sizi heyecanla bekliyoruz." demiş Cem Şancı. Katılmamak mümkün değil.







11 Ekim 2011 Salı

BU NE LAN?!

         Bu kadar da rekor bir şarkı yapmak zorunda değildiniz.

Here in this darkess that I lay, 
Depression heavy in it's weigh, 
And how my body aches to leave, 
To sing it's final eulogy.
My sons I love you evermore, 
And though the road beckons once more, 
I see the damage that I've done, 
And search for redemption.
But I am just a broken man, 
Whose soul cries out to understand, 
How the madness shatters me, 
Upon the stage on bended knee, 
I scream aloud at skies above, 
That answer mute bereft in love, 
I struggle not to fall from grace, 
I sing the hyms of my disgrace.

We build Cathedrals to our pain, 
Establish monuments to attain, 
Freedom from all of the scars and the sins, 
Lest we drown in the darkness within.

Mysteries forgotten chords, 
I strum in vain to please the lord, 
But he has never answered me, 
And faith has waned eternaly.
In empty men who pass along, 
The woes of all religions wrong, 
Now the shadowed veil it falls, 
Heed the Clarion call.
So pray to music, 
Build a shrine, 
Worship in these desperate times
Fill your heart with every note, 
Cherish it and cast afloat.
Cause God is in these clef and tone, 
Salvation is found alone, 
Haunted by it's melody, 
Music, it will set you free.